Tedarik Zincirini etkileyebilecek tehlikeler
Gözlemlerime ve okumalarıma göre önem ve öncelik sıralaması (!) olmadan Tedarik Zincirini etkileyebilecek tehlikeler:
- Siber saldırılar: Şirketlere siber saldırılar artıyor. Özellikle Yapay Zekâ (YZ), otomasyon ve bulut platformlarının kullanılması, şirketleri siber saldırılara karşı çok daha açık hale getiriyor. Bunlar, örneğin YZ destekli işe alım uygulamaları, internete bağlı otonom ekipmanlar, çevrim içi görüntülü toplantılar, saldırılar için giriş kapısı olabilir. Şirketler, siber saldırılara karşı doğru risk yönetimi için teknoloji okuryazarlığını geliştirmeli ve bunu içselleştirmelidir. Çok büyük şirketlerin ve önemli sektörlerin hedef alınması, hiçbir şirketin ve sektörün siber saldırılara karşı yeterli savunmalarının olmadığını gösteriyor.
- Nitelikli iş gücü azlığı: Her sektör, yeterli sayıda nitelikli iş gücü bulamadığını söylüyor (şikâyet ediyor). Nitelikli çalışanları çekemeyen, bunları geliştiremeyen ve elinde tutamayan şirketler, çok ciddi sonuçlar ile yüz yüze kalacaktır (kalmaya başladı).
- Hava olayları: Fırtına, kasırga, sel, kuraklık (yağmur yağmaması) gibi hava olayları, iklim değişikliğinin etkisiyle çok daha sık görülüyor ve çok etkili oluyor. Şirketler, hava durumunu düzenli takip etmek ve yorumlamak için “hava durumu” birimi kurabilir.
- Ticari gerilimler: Ülkelerin, diğer ülkelere “vergi” yaptırımları ve diğer ülkelerin, buna karşı misillemeleri, ülkeler arasında gerilime yol açabilir. Bu gerilim, mutlaka şirketleri olumsuz etkiler.
- Silahlı Çatışmalar: Örneğin Kafkaslar (Rusya, Ukrayna), Orta Doğu (İsrail, Filistin, Yemen, Suriye, Lübnan, İran), Asya (Hindistan, Pakistan, Afganistan, Tayland, Kamboçya) ve Afrika (Kongo, Ruanda) gibi coğrafyalardaki silahlı çatışmalar veya gerilimler, sadece borsa ve altın gibi piyasalarda dalgalanmaya neden olmuyor, ayrıca uluslararası ticareti olumsuz etkiliyor, Tedarik Zincirlerinin durmasına sebep oluyor, nakliye maliyetlerini ve sigorta primlerinin arttırıyor.
- Nearshoring veya Onshoring (reshoring): Şirketlerin, “nearshoring” veya “onshoring (reshoring)” stratejileri, küresel ekonomiyi ve dolayısıyla diğer ülkelerdeki gelir durumunu olumsuz etkileyebilir. Ayrıca yetersiz insan kaynağı, altyapı (fabrika, ulaştırma, depolama vs.) ve hammadde, bu stratejilerden yakın dönemde sonuç alınmasını zorlaştırabilir.
- Tek tedarikçi: Şirketler, sadece en büyük tedarikçilerine değil küçük tedarikçilerinin de onları zora sokabileceğini göz ardı etmemelidir. Başka hiçbir tedarikçinin yapamadığı işi yapan küçük bir tedarikçi, örneğin fırtına, grev, geçici kapanma vs. sebebiyle üretim hattını veya sonrasını durdurabilir. Şirketler, sadece büyüklere değil Tedarik Zincirindeki bütün paydaşlara odaklanarak risk yönetimi yapmalıdır.
- Şirketler, yukarıdaki “tehlikeler” ilaveten ülkelerdeki seçimler, özellikle yüksek enflasyon, yoksulluk, gelir düşüklüğü olan ekonomik durumlar, enerji ve hammadde fiyatları, örneğin elektrikli araç bataryalarının üretimi için kobalt, lityum ve nikel gibi kritik hammadde kıtlığı, ülkelerdeki grevler veya halk gösterileri, ülkelerin yasal düzenlemeler (örneğin EU’s 2024 Artificial Intelligence Act, The EU’s Pay Transparency Directive) gibi “genel” tehlikelere de dikkat etmelidir.
Yukarıdaki tehlikeler, Tedarik Zincirindeki mal akışını ve mal akışını sağlayan “lojistik” hareketleri olumsuz etkiler. Tedarik Zinciri boyunca mal akışı durabilir, stoklar azalabilir, lojistik maliyetler artabilir. Örneğin mal akışının durması, şirketler için en önemli risk olan üretimin ve/veya dağıtımın durmasına yol açabilir. Üretim ve dağıtım durursa, tedarikçilerden mal akışı ve tedarikçilere nakit akışı olumsuz etkilenir. Özetle Tedarik Zincirinin durmasından dolayı sadece ana firma değil Tedarik Zincirinin bütün paydaşları olumsuz etkilenir.
Dikkatiniz çekerse yazımın başında “önem ve öncelik sıralaması (*) olmadan” ifadesini kullandım. Zira listelediğim tehlikelerin önem ve öncelik sıralaması, her şirket için değişebilir. Her şirket, mutlaka kendi dinamiklerine uygun “tehlikeleri” belirlemeli ve bunlara uygun “Risk Yönetimi” uygulamalıdır.
Şirketler, doğru “Risk Yönetimi” ile bazı tehlikeleri olmadan önleyebilir ve hepsinin olası olumsuz etkilerini azaltabilir. Olumsuz etkiler, maddi kayıplar ve şirketin itibarı gibi manevi kayıplar olabilir. Şirketler, yukarıdaki tehlikelere göre kendileri için uygun Risk Yönetimini yapmalıdır. Bundan daha önemlisi, şirketlerde patrondan en ufak çalışana kadar “risk kültürü” olmasıdır. Bu yoksa, hiçbir metodoloji başarılı olamaz ve şirketler, her tehlike oluşumunda çok olumsuz sonuçlara katlanmak zorunda kalabilir.
Bir Yorum Yazın